![](https://uzmanmobil.com/storage/2024/05/uzay-aa-1518833_1.jpg)
Türkiye, uzay çalışmaları konusunda son yıllarda önemli ilerlemeler kaydediyor. Bu alandaki gelişmeler, ülkeler arası işbirliğinin de önemini artırıyor. Uzay Diplomasisi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Aurelie Trur Mirahmetoğlu, Türkiye’nin uzay diplomasisindeki rolünü ve bu alandaki gelecek vizyonunu değerlendirdi.
Uzay Çağında Türkiye’nin Yeri
Mirahmetoğlu, uzay çağının 1957 yılında Sovyetler Birliği’nce ilk insan yapımı uydunun yörüngeye yerleştirilmesiyle başladığını ve Türkiye’nin uzayın keşfine ilgisinin de 1970’lerde diplomatik yollarla oluştuğunu söyledi. Türkiye’nin ilk uzay anlaşmalarının kabul edilmesinden kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletlerin (BM) “Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi”ne katıldığını belirten Mirahmetoğlu, Türkiye Uzay Ajansı’nın (TUA) kurulmasını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen hedefleri çok olumlu bulduğunu ifade etti.
Yüksek Potansiyel ve İşbirliği Fırsatları
Mirahmetoğlu, Türkiye’nin uzay keşfi alanında çok yüksek potansiyele sahip olduğuna dikkati çekti. Mirahmetoğlu, daha önce sadece bir pazar olarak görülen Türkiye’nin, yeteneklerini ve işbirliklerini önemli ölçüde artırarak, ürün ve hizmet geliştirmek adına daha fazla seçeneğe sahip olduğunu belirtti.
Uluslararası Uzay Kongresi Fırsatı
Mirahmetoğlu, Türkiye’nin 2026 yılında her yıl farklı ülkede düzenlenen ve on binlerce profesyonelin katıldığı uzay endüstrisinin en büyük toplantısı olan Uluslararası Uzay Kongresi’ne (IAC) ev sahipliği yapacak olmasının önemine işaret ederek, bunu “daha fazla işbirliği geliştirmek için iyi kullanılması gereken bir fırsat” olarak yorumladı.
Bölgesel Liderlik ve Yenilikçi Şirketler
Mirahmetoğlu, Türkiye’nin son birkaç yılda uzay programında çeşitli önemli kilometre taşlarına ulaştığını ve komşu ülkeler tarafından yerli ve milli teknoloji geliştirme konusunda bir örnek olarak görülmeye başlandığını belirtti. Mirahmetoğlu, “Yeni uzay” olarak tanımlanan, uzayın ticarileşmesinde hızlı hareket etmeyi gerektiren yeni konjonktürde, Türkiye’deki ticari şirketlerin “yeni uzay” ürünleri ve hizmetleri üretmek için çalışmaya başladığını ifade etti. Mirahmetoğlu, savunma ve uzay alanında faaliyet gösteren büyük şirketlerle TUA’nın hızlı kararlar alması gereken bir dönem olduğunu ve daha fazla yenilikçi şirketin “yeni uzay” hareketine katılması gerektiğini vurguladı.
Uzay Diplomasisi Başarısı
Mirahmetoğlu, Türkiye’nin uzay diplomasisi çabalarının birçok düzeyde gözlemlenebileceğini ve ülkenin stratejik planları sayesinde uzay alanında geleceğinin oldukça parlak göründüğünü söyledi. Mirahmetoğlu, Türkiye’nin diğer ülkelerin dikkatini uzay eğitim ve değişim programları açısından da çektiğine işaret ederek, geçen yıl Bursa’da Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) düzenlenen Uzay Kaşifleri Akademisi’nin Türk Devletleri Teşkilatı ve TUA işbirliğiyle öğrencileri ağırladığını hatırlattı. Mirahmetoğlu, GUHEM’deki Uzay Kaşifleri Kongresi’ne de 18 ülkeden 60’tan fazla astronot ve kozmonotun katıldığını ve Rus kozmonotların seyahat kısıtlamaları olmadan Türkiye’deki kongreye katılabilmesi ve Avrupalı, Amerikalı ve Çinli meslektaşlarıyla bir araya gelebilmesinin Türkiye’nin uzay ilişkilerinde barışçıl dış politikalara olan güçlü bağlılığını ve diplomatik başarısını gösterdiğini söyledi.
Artemis Anlaşmaları ve Uluslararası Ay Araştırma İstasyonu
Mirahmetoğlu, Türkiye’nin ABD liderliğinde, 40 ülkenin imzaladığı gönüllü “Artemis Anlaşmaları”na katılma konusunda henüz bir açıklama yapmadığını belirtti. Mirahmetoğlu, “Ancak Rusya ve Çin’in öncülüğünde, Ay çalışmaları konusundaki işbirliğini ve standartları geliştirmeyi, istasyondaki operasyonları yürütmeyi ve denetlemeyi sağlayacak uluslararası bir organ oluşturmayı hedefleyen Uluslararası Ay Araştırma İstasyonu’na katılım başvurusunda bulundu. Türkiye, Asya Pasifik Uzay İşbirliği Örgütü (APSCO) gibi organizasyonlar aracılığıyla bu anlaşma altında daha büyük bir rol oynama fırsatına sahip olabilir.” ifadelerini kullandı.
Dr. Aurelie Trur Mirahmetoğlu’nun değerlendirmelerine göre, Türkiye uzay çalışmaları konusunda son yıllarda önemli ilerlemeler kaydediyor ve bu alandaki gelişmeler, ülkeler arası işbirliğinin de önemini artırıyor. Türkiye, uzay diplomasisi alanında aktif rol oynuyor ve bölgesel bir lider olarak öne çıkıyor. “Yeni uzay” olarak tanımlanan uzayın ticarileşmesinde de Türkiye’deki yenilikçi şirketler önemli bir rol üstleniyor. Türkiye’nin uzay alanındaki geleceği parlak görünüyor ve uluslararası işbirlikleriyle daha da ilerleyeceği öngörülüyor.