Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye için uzay ve uydu teknolojilerinde bir dönüm noktası yaşandığını duyurdu: TÜRKSAT 6A uydusu üzerinden ilk ihracat gerçekleştirildi. Bu tarihi adım, Türkiye’nin kendi geliştirdiği ilk haberleşme uydusuyla doğudaki en uzak coğrafyalara uydu kapasitesi ihraç etmesini sağladı. Dubai’de imzalanan anlaşmayla TÜRKSAT, resmen Güney Asya pazarında faaliyet gösteren güçlü bir operatör haline geldi. Bu başarı, Türk mühendisliğinin küresel arenadaki yetkinliğini kanıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin uzaydaki teknolojik egemenliğinin tescili niteliğini taşıyor ve ülkenin uluslararası alandaki marka değerini kesinlikle yükseltiyor.
TÜRKSAT’ın Uydu Hizmetlerinde Küresel Atılım ve Stratejik Önemi
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dubai’de düzenlenen CABSAT 2025 Fuarı kapsamında TÜRKSAT 6A üzerinden gerçekleştirilen ilk ihracata ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. TÜRKSAT’ın uydu hizmetleri alanında ulaştığı noktaya dikkat çeken Uraloğlu, Dubai’de yapılan anlaşmalarla birlikte Türkiye’nin kendi geliştirdiği ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A üzerinden Batı ve Güney Asya’ya yönelik kapasite satışı gerçekleştirildiğini açıkladı.
Bakan Uraloğlu, Dubai merkezli bir şirket ile imzalanan anlaşmanın, hem teknik kabiliyet hem de ticari başarı açısından tarihi bir adım olduğunu vurguladı: “TÜRKSAT uyduları Batı Avrupa’dan Hindistan’a, Orta Asya’dan Güney Afrika’ya varıncaya kadar çok geniş bir coğrafyada hizmet vermektedir. Daha önce diğer uydularımızla birçok uluslararası şirkete hizmet sağlayarak uydu haberleşme alanında ihracat gerçekleştirmiştik. Bugün geldiğimiz noktada, Türk mühendisliğinin ürünü olan TÜRKSAT 6A ile doğudaki en uzak kapsamamız olan coğrafyalara ilk defa uydu kapasitesi ihraç etmiş bulunuyoruz. Bu satışla birlikte TÜRKSAT, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkeleri kapsayan Güney Asya pazarına doğrudan hizmet sunmaya başladı. Bu, yalnızca bir kapasite satışı değil; aynı zamanda Türkiye’nin uzaydaki teknolojik egemenliğinin tescillenmesidir.” Bu açıklamalar, TÜRKSAT 6A’nın sadece bir teknolojik başarı değil, aynı zamanda jeopolitik ve ekonomik açıdan da Türkiye için ne kadar büyük bir anlam taşıdığını ortaya koyuyor.
TÜRKSAT Artık Küresel Bir Oyuncu: Milli Teknolojiyle Gelen Küresel Başarı
Bakan Uraloğlu, yapılan satışın stratejik katkılarına da değinerek, TÜRKSAT’ın yalnızca Türkiye için değil, bölge ülkeleri ve küresel pazarlar için de güçlü bir uydu operatörü hâline geldiğini kesin bir dille belirtti. Anlaşmanın TÜRKSAT 6A’nın uluslararası pazara entegrasyonunu sağlarken, aynı zamanda Türkiye’nin uydu hizmetleri gelirini de artıracağını ifade eden Uraloğlu, “Artık uydularımızın kapsama alanındaki 5 milyar insana erişebilen TÜRKSAT, uydu teknolojilerinde çok daha güçlü bir şekilde hizmet sunmaktadır. TÜRKSAT, yüzde yüz Türk mühendisliğinin eseri olan TÜRKSAT 6A’nın da dahil olduğu uydu filosuyla dünyanın yüzde 65’ine ulaşabilmektedir. Tüm dünyada adından söz ettiren TÜRKSAT, artık küresel bir oyuncu olarak Türkiye’nin uluslararası markalarından biri haline gelmiştir,” dedi. Bu ifadeler, Türkiye’nin uzay ve uydu teknolojilerindeki yükselişini ve küresel bir güç olma yolundaki kararlı adımlarını açıkça ortaya koyuyor.
TÜRKSAT 6A üzerinden gerçekleştirilen bu satış, Türk mühendislerinin geliştirdiği millî bir haberleşme uydusunun ilk kez ticari olarak ihraç edilmesi açısından da büyük anlam taşıyor. Uraloğlu, bu konuda şunları ifade etti: “TÜRKSAT’ın uydu filosuyla birçok uluslararası firmalarla sözleşmeler imzalayarak ülkemize ihracat geliri kazandırmıştık. Uydu filomuzu uluslararası hizmet hedeflerine göre planladık. Bugün bu planlamanın somut sonucunu görmüş oluyoruz. CABSAT’te TÜRKSAT 6A üzerinden yapılan bu ihracat, ülkemizin yüksek teknoloji alanında dışa bağımlılıktan ne denli uzaklaştığının da bir göstergesidir. Artık biz uzayda sadece izleyen değil, yön veren taraftayız.” Bu başarı, Türkiye’nin teknoloji bağımsızlığı hedefine ulaşmasında önemli bir adımı temsil ediyor.
Bakan Uraloğlu, yapılan ihracatla birlikte TÜRKSAT’ın daha önce aktif olarak giremediği Güney Asya pazarında faaliyet gösteren bir operatör hâline geldiğini, bu sayede uluslararası rekabette elini güçlendirdiğini de özellikle vurguladı. “Bu anlaşmayla TÜRKSAT, uluslararası alanda marka değerini daha da yükseltmiş oldu. TÜRKSAT, uluslararası arenada uydu operatörleri arasında konumunu daha da güçlendirdi,” ifadeleriyle sözlerini tamamladı. Bu durum, Türkiye’nin uzay diplomasisinde ve ticari ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığını gösteriyor.
