
Almanya, Google gibi çevrimiçi platformlara yüzde 10 vergi getirmeyi planlıyor. Almanya’nın yeni Kültür Bakanı Wolfram Weimer, Alphabet’e ait Google ve Meta’ya ait Facebook gibi büyük çevrimiçi platformlardan yüzde 10 vergi almayı değerlendirdiklerini kesin olarak belirtti. Bu adım, Trump yönetimiyle ticari gerilimleri artırma potansiyeli taşıyor. Bu yeni vergi hamlesi, teknoloji devlerinin küresel vergi sistemlerindeki boşluklardan faydalanmasını engelleme ve daha adil bir vergilendirme sağlamaya yönelik kararlı bir girişimdir. Almanya’nın bu adımı, diğer ülkeler için de bir emsal teşkil edebilir ve küresel çapta dijital hizmet vergisi tartışmalarını hızlandırabilir.
Almanya’nın Dijital Hizmet Vergisi Hamlesi ve Küresel Etkileri
Almanya’nın yeni Kültür Bakanı Wolfram Weimer’ın açıklamaları, dijital hizmet vergileri konusunda küresel çapta süregelen tartışmalara yeni bir boyut kazandırıyor. Google ve Facebook gibi büyük teknoloji şirketleri, genellikle faaliyet gösterdikleri ülkelerde elde ettikleri gelirle orantılı vergi ödememekle eleştiriliyor. Almanya’nın bu yüzde 10’luk vergi önerisi, bu eleştirilere bir yanıt niteliği taşıyor ve teknoloji devlerinin gelirlerinin daha adil bir şekilde vergilendirilmesini hedefliyor.
Bu öneri, Başbakan Friedrich Merz’in yakında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Washington’a gitmesi beklenirken gündeme geldi. Trump, geçmişte yabancı hükümetlerin “kendi çıkarları için Amerika’nın vergi tabanını ele geçirmesine izin vermeyeceğini” söylemişti. Bu durum, Almanya’nın bu adımının ABD ile ticari gerilimleri tırmandırma potansiyelini kesinlikle gösteriyor. ABD, genellikle kendi teknoloji şirketlerine yönelik dijital hizmet vergisi uygulamalarına karşı çıkıyor ve bu tür adımları ticari misilleme tehdidiyle karşılayabiliyor. Şubat ayında Trump, ABD teknoloji şirketlerine dijital hizmet vergisi uygulayan ülkelerden yapılan ithalata gümrük vergisi getirmek amacıyla soruşturmaları yeniden başlatması için ticaret yetkililerine talimat vermişti. Bu da Almanya’nın adımının potansiyel risklerini artırıyor.
Vergilendirme Adaleti ve Toplumsal Katkı Beklentisi
Bakan Weimer, önerilen verginin gerekçesini net bir şekilde ortaya koydu: “Bu şirketler, Almanya’da son derece yüksek kâr marjlarıyla milyarlarca iş yapıyor ve ülkenin medya ve kültürel çıktılarından altyapısına kadar büyük ölçüde yararlanıyor. Ancak neredeyse hiç vergi ödemiyorlar, çok az yatırım yapıyorlar ve topluma çok az geri dönüş sağlıyorlar.” Bu açıklama, Almanya’nın sadece ek gelir elde etme amacı gütmediğini, aynı zamanda teknoloji devlerinin faaliyet gösterdikleri ülkelere karşı toplumsal sorumluluklarını yerine getirmelerini de beklediğini kesinlikle gösteriyor.
Dijital hizmet vergisi tartışmaları, küresel ekonominin dijitalleşmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni bir vergilendirme zorluğunu temsil ediyor. Geleneksel vergi sistemleri, fiziksel varlıklar ve sınır ötesi işlemler üzerinden vergilendirmeye odaklanırken, dijital hizmetler ve platform ekonomisi bu geleneksel çerçevelere tam olarak uymuyor. Bu durum, ülkelerin kendi vergi tabanlarını korumak ve dijitalleşmenin getirdiği ekonomik faydalardan adil bir pay almak için yeni vergi modelleri geliştirmesine neden oluyor. Almanya’nın bu hamlesi, bu küresel eğilimin bir parçası ve diğer Avrupa ülkelerinin de benzer adımlar atması kuvvetle muhtemeldir. Bu tür vergiler, şirketlerin kârlarını vergi cennetlerine kaydırmasını engellemeyi ve elde ettikleri gelirlerin faaliyet gösterdikleri ülkelerde vergilendirilmesini sağlamayı hedefliyor.