
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin kreatif endüstrilerde önemli avantajlara sahip olduğunu vurgulayarak, “Bu alandaki yüksek potansiyelimizi değerlendirme noktasında son yıllarda güçlü bir ivme yakaladık. Halihazırda kreatif endüstri başlıklarında ihracatımız 8 milyar doları aştı,” dedi. Bakan Kacır, İstanbul’un fethinin 572. yıl dönümünü kutlayarak başladığı konuşmasında, dünyanın ekonomik yapıların teknoloji ve inovasyon ekseninde yeniden şekillendiği bir dönemden geçtiğini belirtti. Bu dönüşüm sürecinde, kreatif fikir üretiminin kültürden ekonomiye, kalkınmadan toplumsal dönüşüme kadar pek çok alana yön veren stratejik bir sermaye olarak öne çıktığını kesin bir dille ifade etti. Türkiye, bu alandaki eşsiz kültürel birikimi ve genç nüfusuyla, küresel kreatif ekonomideki yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor.
Kreatif Endüstriler ve Ekonomik Dönüşüm
Bakan Kacır, dijital sanatlar, tasarım, içerik üretimi ve kültürel teknolojileri bünyesinde barındıran kreatif endüstrilerin gün geçtikçe mühendislik, yazılım geliştirme, dijital tasarım, medya teknolojileri ve veri analitiği gibi pek çok farklı disiplinle iç içe geçerek çok disiplinli eser ve ürünler sunduğuna işaret etti. “Kreatif ekonominin sunduğu fırsatları doğru değerlendiren ülkeler katma değerli büyümenin kapısını aralıyor, önemli bir rekabet avantajı elde ediyor,” ifadesini kullandı. Bu kesinlikle küresel ekonomik değişimlerin temelinde yatan bir gerçektir; yaratıcılık ve teknoloji, artık ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir.
Kreatif endüstrilerin küresel ölçekte 54 milyon kişiye istihdam sağladığını, ekonomik büyüklüğünün ise 3 trilyon dolara, yani dünya gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 3,7’sine tekabül ettiğini aktaran Kacır, şunları kaydetti: “Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, yüksek katma değerli ve gün geçtikçe teknolojiyle bütünleşen bu sahanın ülkemizin kalkınmasında sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanma çabası içindeyiz. Kreatif endüstrileri Anadolu’nun kültürel zenginliğini, el sanatlarını, tasarım becerilerini ve yerel hikayelerini ekonomik değere dönüştürme potansiyeli açısından son derece kıymetli buluyoruz. Aynı zamanda ihracatımızı çeşitlendirme, marka değerimizi güçlendirme ve uluslararası alanda görünürlüğümüzü artırma noktasında da stratejik bir imkan sunduğunu değerlendiriyoruz.” Bu yaklaşım, sadece ekonomik bir büyümeden öte, kültürel mirasın ekonomik değere dönüştürülmesini hedefleyen kapsamlı bir vizyonu kesinlikle ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Kreatif Endüstrilerdeki Başarıları ve Destek Mekanizmaları
Bakan Kacır, genç ve dinamik nüfusu, büyüyen teknoloji ve girişimcilik ekosistemi, farklı kültürlerin harmanlandığı coğrafyanın derin kültürel birikimiyle ülkenin kreatif endüstrilerde önemli avantajlara sahip olduğuna dikkat çekti. “Bu alandaki yüksek potansiyelimizi değerlendirme noktasında son yıllarda güçlü bir ivme yakaladık. Halihazırda kreatif endüstri başlıklarında ihracatımız 8 milyar doları aştı,” dedi. Bu rakam, Türkiye’nin kreatif ekonomide ulaştığı somut başarıyı kesinlikle gösteriyor.
Türkiye’nin film üretiminde dünyada 3. sıraya yükselerek, tüm dünyanın dikkatini çeken bir sıçrama gerçekleştirdiğini söyleyen Kacır, “Türk dizileri bugün 150’den fazla ülkede 1 milyarı aşkın izleyiciye ulaşıyor. 500 milyon doları aşan ihracat hacmiyle küresel ölçekte güçlü bir kültürel ve ekonomik etki oluşturuyor,” diye konuştu. Kacır, kreatif sektörlerin önemli bir parçası olan oyun sektöründe de güçlü ve etkin şekilde varlık gösterildiğini belirterek, milyar dolar değerlemeyi aşan teknoloji girişimlerinin ikisinin oyun sektöründe faaliyet gösterdiğini söyledi. Bu durum, Türkiye’nin dijital içerik üretimindeki yetkinliğini ve küresel pazardaki rekabet gücünü kesinlikle kanıtlıyor.
Bakanlık olarak, ülke sathında gerçekleştirdikleri kalkınma seferberliğinde kreatif sektörlerin ekonomik potansiyelini harekete geçirecek program, proje, yeni teşvik ve destek modellerini devreye aldıklarını dile getiren Kacır, “TÜBİTAK eliyle ‘film, sinema, radyo, dizi, reklam, oyun, animasyon’ alanlarında 342 proje, 781 bilim insanı ve gencimize 1 milyar lira AR-GE katkısı sunduk. Girişimcilik Destek Programı’mız BiGG ile 20’den fazla yerli ve özgün oyun fikrinin ticarileşmesini sağladık,” ifadelerini kullandı. Bu destekler, sektörün büyümesi için hayati önem taşıyor ve gelecekteki başarıların temelini oluşturuyor.
Kacır, Avrupa Birliği destekli yürüttükleri projelerle, ülkede kreatif endüstrilerin üretim, tasarım ve markalaşma kapasitelerini geliştirecek ve dijital entegrasyonunu sağlayacak, bu alanda faaliyet gösteren KOBİ’lerin rekabetçilik düzeylerini güçlendirecek adımlar attıklarını aktararak, kalkınma ajansları eliyle kreatif sektörlere bugüne dek 2,5 milyar lira destek sunduklarını dile getirdi. Sağlanan bu finansmanla 3,6 milyar liralık yatırım hacmi oluşturduklarını belirten Kacır, şöyle devam etti: “Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi himayelerinde hayata geçirdiğimiz ‘Anadoludakiler’ projemizle yerel zenginliklerimizi yeniden canlandırıyoruz. Yerelde girişimcilerimizin, kooperatiflerimizin yenilikçi girişimlerini hayata geçirmelerine imkan sağlayacak, sürdürülebilir iş modellerini destekliyoruz. Kreatif endüstrilerin gücünü kullanarak, Anadolu’nun köklü zanaat mirasını inovasyonla zenginleştiriyor ve bu mirası ekonomik bir kalkınma aracı haline getiriyoruz.” Bu proje, bölgesel kalkınma ve kültürel mirasın korunması adına kesinlikle önemli bir adımdır.
Kacır, geçen aylarda ülkenin bölgesel kalkınma politikaları için çerçeve sunan 2024-2028 Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi’ni ilan ettiklerini hatırlatarak, strateji belgesinde İstanbul’un küresel bir kreatif merkez konumunu güçlendirecek program ve projeleri belirlediklerini söyledi. Yakın zamanda devreye alacakları Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı kapsamında İstanbul’da film platoları, dijital oyun merkezleri, sanat eserleri bankaları, sergi ve sanat galerileri, animasyon ve film merkezleri gibi yatırımlara destek olacaklarını dile getiren Kacır, kreatif endüstrilerde uluslararası ölçekte bilgi birikimine ve tecrübeye ulaşmanın mevcut potansiyeli daha geniş bir açıdan ele almak adına stratejik bir yaklaşım olduğuna dikkat çekti.
INSPIRE Projesi ve Gelecek Vizyonu
Bakan Kacır, bu endüstrilerin teknolojiden kültüre, sanata, yaşamın her alanında, tüketici eğilimlerine hızla cevap veren çok katmanlı bir sektör olma niteliği taşıdığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “INSPIRE Projesi, ülkemizdeki yenilikçilik altyapısını uluslararası deneyimle güçlendirmek adına güçlü bir zemin sunuyor. Avrupa Birliği eş finansmanıyla yürütülen bu proje kapsamında düzenlediğimiz eğitim, staj ve seminerler aracılığıyla sektör paydaşlarının kurumsal kapasitesini önemli ölçüde güçlendirdik. Sektörümüzün Avrupa’daki iyi uygulamalarıyla doğrudan temas kurma imkanı sunduk.” Bu proje, Türkiye’nin kreatif sektörünün uluslararası alandaki rekabet gücünü artıracak kesin bir araçtır.
Sektör içerisinde istişare ve işbirliği zeminini genişleten çalıştaylarla Türkiye’nin potansiyelini harekete geçiren çok boyutlu, stratejik bir politika çerçevesi oluşturduklarını anlatan Kacır, İstanbul, İzmir ve Ankara’da gerçekleştirilen sektörel haritalama çalışmalarıyla iş gücü profili, mekansal kümelenme dinamikleri, destek mekanizmaları ve finansmana erişim gibi imkanları ele alan kapsayan önemli veriler elde ettiklerini söyledi. Kacır, bu kapsamlı araştırmaların ülkenin kreatif ekonomideki mevcut durumunun bütüncül bir bakış açısıyla analiz edilmesini sağladığını, stratejik politika geliştirme sürecine katkılar sunduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, ülkemizin üretim ve teknolojideki gücünü kültürel zenginliklerimiz ile harmanlama vizyonumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu sektörün özellikle önümüzdeki dönemde yapay zeka temelli büyük dönüşümünde yanında olmaya, Türkiye’nin bu alanda yapay zekaya en hızlı adapte olan ülkeler arasında bulunmasını sağlayacak adımlar atmaya da sizlerle birlikte devam edeceğiz. Yüksek katma değerli üretimle, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerimize sektörümüzü daha ileriye taşıyarak kesinlikle ulaşacağız.”